daha ne kadar!... hı ne kadar?
nasıl gidecek böyle, durgun
fırtınalar kopuyor tuğlaların dışında
yaprak kımıldamıyor soğuk parkede
dışarısı karanlık, sessiz
aydınlatıyor 20 watt’dan, yalandan
tanrının eli, benimkiler ufak ama
yaklaşamıyor yanına
karanlık, seçemiyorum…
bir ışık var, orda, uzakta
kafesin için karanlık, bekliyor aydınlanmayı
yalandan değil ama
gerçekten, şöyle titreten cinsinden…
peki ne zaman! Neyi bekliyorum…
ne kadar daha bekler bu et parçası
onca şeyin peşine, artık zamanı gelmedi mi!
gelmedi mi gerçekten?...
eğer şimdi değilse, eeee ne zaman…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder